Londra merkezli haber portalı Middle East Eye (MEE) onu şu sözlerle tanımlıyor: “İran’la diplomasi yanlısı ve İsrail’in sadık bir destekçisi olan Blinken, Ortadoğu’da giderek karmaşıklaşan jeopolitik görüntüyle başa çıkmaya çalışacak…”
Pekala, Türkiye ile bağlar nasıl seyredecek?
İSRAİL’E TAM TAKVİYE
3 Kasım seçimleriyle birlikte ABD’nin yeni lideri olmaya hak kazanan Joe Biden, Dışişleri Bakanlığı durumu için, 2015-2017 yılları ortasında Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Obama idaresinde de Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı olarak vazife yapan Tony Blinken’ı atamaya hazırlanıyor.
MEE’ye nazaran, İran nükleer mutabakatına geri dönüşü savunan Blinken, İsrail’e de tam takviye veriyor. O denli ki, Mayıs ayında, Amerikan İsrail Halkla Bağlar Komitesi’ne (AIPAC) bağlı şahin bir küme olan İsrail için Demokratik Çoğunluk (DMFI) üyelerine yaptığı konuşmada, Biden’ın İsrail’e şartsız askeri yardımda bulunmaya kararlı olduğunu söyledi. İsrail, Obama’nın son yılında imzaladığı mutabakat zaptı uyarınca ABD’den her yıl 3,8 milyar dolarlık askeri yardım alıyor.
İRAN’LA NÜKLEER MUTABAKATA TAKVİYE
MEE’ye nazaran, Blinken ile birlikte, “İran’a yönelik ‘azami baskı’ ve İsrail ile Körfez’deki müttefiklerine yönelik eşi görülmemiş siyasi destek” siyaseti zora girecek. Çünkü Biden, Suudi Arabistan’la bağların gözden geçireleceğinin sinyallerini verdi. Blinken’ın, İran ile nükleer mutabakata dönüş istikametindeki demeçleri de bu savı kuvvetlendiriyor. Blinken, Trump’ın Tahran’a yönelik “azami baskı” siyasetine yönelik eleştirisini her fırsatta yineliyor.
Blinken, “Başkan Donald Trump’ın, Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve [halka uygulanan] baskılar da dahil olmak üzere feci bir dizi siyaset izlemesi için boş bir çek uzattığı Suudi Arabistan hükümeti ile ABD bağlarını gözden geçireceğiz” diyor. Dahası, şimdi geçen hafta, Batılı yetkililerle görüşen üç Mısırlı insan hakları savunucusunun tutuklanmasını Twitter üzerinden kınaması da dikkat çekiyor.
TÜRKİYE İLE BAĞLANTILAR
Blinken Türkiye’yi, ABD’nin “birlikte daha tesirli çalışmanın yollarını bulması gereken” bir NATO müttefiki olarak tanımlıyor ve ABD’nin, terör örgütü PKK ile gayrette Türkiye’yi desteklemesi gerektiğini söylüyor; fakat bu sizi yanıltmasın…
Blinken, Obama periyodunda, ABD’nin Suriye’deki askeri sayısını azaltmak için çok çalıştı, lakin Trump’ın 2019‘da, ABD askerlerini Suriye’den geri çekeceğine yönelik açıklamasını, bölgedeki PKK/YPG ögelerinin güvenliğini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle eleştirdi. Blinken idaresindeki ABD Dışişleri Bakanlığının, Suriye’nin kuzeyindeki terör ögelerine yönelik takviyesi artarak devam edecek.
BLİNKEN’İN PKK/YPG STRATEJİSİ
Blinken, 2017’de New York Times’ta yayınlanan bir makalesinde Trump idaresini, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt kümeleri silahlandırmaya ve eğitmeye davet etti. Birebir yazıda, kelam konusu kümelerin, ABD tarafından sağlanan silahları Türkiye’ye karşı kullanmamamaları için ikna edilmesi gerektiğini ve YPG’nin kendisini, PKK’dan ayırması gerektiğini de söyledi.
Görünen o ki Blinken, ‘PKK’nın YPG içinde eritildiği, yani bir bakıma, ambalajının değiştirilerek milletlerarası meşruiyet tabanın kuvvetlendirildiği yeni Amerikan stratejisini’ savunuyor. TSK’nın kararlı uğraşıyla gücünü büyük ölçüde yitiren PKK’ya karşı uğraş iletileri verirken, Batı’nın yeni gözdesi Suriye PKK’sına dayanağını her fırsatta yineliyor.
Cumhuriyet
