Müellifimiz Arif Kızılyalın’ın, futbolda 2020-21 döneminin yayın ihalesinde yaşananlara ait tezi spor gündeminin üst sıralarına yerleşti.
Gazetemizde dün kaleme aldığı ‘Rafael’e bakarken’ başlıklı yazısında “Gözümüz cambazdaydı, ilgilenmedik. Meğer, Bakan M.Muharrem Kasapoğlu’nun da bulunduğu ortamda 2 milyar 350 milyon lira artı 300 milyon Spor-Toto isim hakkı karşılığı el sıkışılmış, Katarlı beIN Sports, fiyatı kabul etmişti” diyen Kızılyalın, mutabakatta imzaların gecikmeli atılmasının sebebini şöyle anlatmıştı:
“Çünkü Katarlı Yusuf el Obaidly, isim hakkı olan 300 milyonun kulüplere değil kendilerine verilmesini istemişti. Argümana nazaran de futbol dünyasının son 20 yılda yükselen pahası bir kulüp lideri Obaidly’ye el altından, “Türk futbolunun ederi 2.3 milyar bile değil” diyerek bir manada gazı vermiş, kapalı devre futbol söyleşilerinde de “Ekonomik koşullar makûs, 2.3 milyar da iyi rakam” demişti..”
Bakan Kasapoğlu’nun sağlam duruşu sayesinden kulüplerin daha fazla ziyan etmesinin önüne geçildiğini belirten Kızılyalın, “Böylece 300 milyon 2.3’ün işine dahil edilmedi” dedi.
Türk futbolunun içinden gelen birinin yayın gelirlerinin düşmesinde rol oynadığını sav eden Kızılyalın, tıpkı kişinin kulüplerin değil Katarlıların hakkını savunduğunu söyleyerek “Naklen yayın fiyatlarının birinci el sıkışılan 500 milyon dolardan 2.3 milyar TL’lere gerilemesinin mimarı aslında Katarlılar değil, Türk futbolunun içinden biri” sözlerini kullandı.
Birebir kişinin TFF’nin beIN Sports ile 80 milyon dolarlık alt ligler yayın hakkı için mahkemeleştiği ve kaybettiği süreçte pasif kaldığını ve ortalarda gözükmediğini, kulüplerin değil Katarlıların hakkını savunduğunu belirten Kızılyalın, yazısını şöyle tamamlamıştı:
“O kişi bu işi bir yerlere yaranmak için mi yapıyor, yoksa bir çıkarı mı var bilinmez! Biz cambaza bakarken, futbolun paraları buhar olup gitti.”
Cumhuriyet
