Kararı Cumhuriyet’e pahalandıran İzmir Gazeteciler Cemiyeti Lideri Misket Dikmen, yargının siyasi karar verdiğini belirterek, “Terörle ilişkilendirmek ise içinde bulunduğumuz iklimin muhalif görünenler için en sık başvurduğu acımasız yollardan biri. Canımız yanarak lisana getirsek de ‘yandaş basın’ ne yazık ki gerçekliğe dayanan bir tarif. Hukuksuzluklar ve siyasi kararlar en değerli problemimiz. Bağımsız basının haberlerine verilen cezayla, yandaş basının haberlerine verilen cezalar karşılaştırıldığında durumun vahameti daha iyi anlaşılır. Bu türlü bir haber muhalif gazetede çıksaydı ve suçlanan kişi devlet katında muteber bir kişi olsaydı cezalar gerisi arkasına gelirdi” tabirlerini kullandı.
‘YANDAŞLIĞIN ÖRNEĞİ
Kararı eleştiren avukat Celal Ülgen ise durumu, “Bilindiği üzere mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkim teminatı olmadığı için bizde yargıçlar nabza nazaran şerbet vermeyi tercih ediyorlar. Burada da Gökçe’ye karşı bir tenkit olmayıp bir iftira yer almaktadır. Bu nedenle istinaf mahkemesi eminim karşıtı pozisyonda olduğunda daha farklı bir karar verecektir. Adalet kişinin iktidara yakınlığı ve uzaklığı üzerine terazisini konuşlandırmaktadır. Birinci mahkeme kararı doğrudur. İstinaf kararı ise yandaşlığın somut bir örneği. İstinaf münasebetini yazarken de nasıl ve ne için bir karar verdiğini unutmuş görülmektedir. Bahis tenkit değil temelsiz haberdir. Temelsiz haber tenkit içinde kıymetlendirilmez. İşte son günlerde hukukumuzun hâli pür melali budur” kelamlarıyla kıymetlendirdi.
‘KUMPAS KURULDU’
Eski CHP milletvekili ve hukukçu Haluk Pekşen, yaşanan durumun benzerilerini Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarında da gördüklerini vurgulayarak, “İktidara hizmet etmeyen, onların suyuna gitmeyen kamu vazifelileri hakkında birebir sistemlerle kumpaslar kuruldu ve o uygulamaları yapanlar şu an ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor. Karşımızdaki durum basın özgürlüğü değildir, açıkça bir kamu görevlisinin kimi yaftamalarla, iftiralarla vazifesini yapamaz hale getirilmesi amaçlanmıştır. Verilen karar ceza hukuku açısından son derece yanlıştır. Sorumlular, Yargıtay içtihatlarına nazaran kesinlikle ceza almalıdır” dedi.
NE OLMUŞTU
Sabah gazetesi, 2016’da, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe’nin 2015’te Hava Kuvvetleri’nin kuruluşunun 104. yıldönümü nedeniyle Çiğli 2. Ana Jet Üssü’nde yapılan kutlama merasimi öncesinde çekilen fotoğrafını, “Çankayalı Gökçe FETÖ’cülerle Beraber” halde servis etmiş, Gökçe’nin şikâyetiyle mevzu yargıya taşınmıştı. Mahkeme, Sabah muhabirini “basın yoluyla temelsiz haber yaparak hakaret ve iftira hatalarını işlediğine” hükmederek 1 yıl 15 gün mahpus cezasına çarptırmış, ayrıyeten Gökçe’ye 7 bin 500 TL manevi ve 304 TL maddi tazminat ödenmesine karar vermişti. Sabah’ın istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, lokal mahkemenin kararını bozarak palavra haberin “basın özgürlüğü ve eleştiri” sonlarında olduğuna hükmetmişti. Tazminat kararını kaldıran mahkeme yargılamanın tüm masrafları olayın mağduru Buğra Gökçe’nin üzerine bıraktı.
Cumhuriyet
