Bu yıl 10’uncusunu kutlamaya hazırlanan Malatya Memleketler arası Sinema Festivali’nin iptalinin iki farklı açıklamayla bildirilmesi akılları karıştırırken tartışmaları da beraberinde getirdi. Malatya Belediyesi’nin sabaha karşı yaptığı ve şenliğin tertibini yürüten TÜRSAK Vakfı’nı suçlayan birinci açıklamasında, bir müddettir birtakım çevrelerce sürdürülen “ödüllerde bayan erkek ayırımı kaldırılarak cinsiyetsizlik mi yaratılıyor, kuşak tehlikeye mi düşüyor!” kampanyasından etkilenildiği ve bu spekülasyonların önünün alınmak istendiği aşikâr oluyor. Hatta Malatya’da bu kararın Vali ve Belediye Lideri tarafından gece süratlice alındığı da konuşuluyor.
Lakin ortadan yaklaşık 24 saat geçtikten sonra, (belli ki jenerasyonun korunması konusunda sakinleşilmiş), Malatya Belediyesi’nin yayımladığı ikinci açıklamada “Pandemi şartlarında şenliğin istendiği biçimde yapılamayacağı ve önümüzdeki yıllar daha iyi yapılması hedeflendiği için iptal edildiği” öne çıkarılırken birinci açıklamadaki suçlayıcı sözlerin kaldırılmış olduğu da dikkati çekiyor. Şenliğin tertibinden sorumlu Malatya Belediyesi Kültür ve Toplumsal İşler Daire Lideri Murat Nalçacı, “Film Şenliği bizim için çok pahalı. Onuncu yaşında, tek gayemiz, onu korumak. TÜRSAK VAKFI ile çalışmalara başladığımızdan beri ilerisi için çok hoş hayallerimiz oldu.
Lakin bu yıl pandemi nedeniyle Platform’u yapamıyoruz, müsabakayı memleketler arası yaptığımız vakit davet ettiğimiz sanatkarlar gelemeyecek. Ulusal müsabakada bile ödül alacak sanatkarlar gelemezse manası olmayacak. Gösterimler online ve canlı olmak üzere yarı yarıya yapılacaktı fakat onda da bir sıhhat sorunu yaşama ihtimali var. Bu meseleler birikti, göl oldu. Güdük bir şey yapmaktansa ortak karar alarak iptal etmeyi uygun bulduk” açıklaması yapıyor. Pekala, ya Malatya Belediyesi’nin gece vakti yaptığı “cinsiyetsizlik tanımlamasının bütün dünyayı ve geleceğimizi tehdit eden, kıymetlerimiz ile bağdaşmayan bir yaklaşım” sözü; Ulusal Gazete’nin “Siz orada Ne Sinemalar Çeviriyorsunuz” manşeti, “tepkilere dayanamayınca şenliği iptal ettiler” haberini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna ise Nalçacı şu açıklamayı yapıyor: “Bu konuşulanlar komik şeyler. Gayesi aşan tabirler. Yıllardır görüyoruz, iyi bir şey yaptığınız vakit alkışlayan da oluyor, karşı çıkıp eleştiren de. Üç beş kişinin gereksiz ithamları. Birinci açıklama çok ivedi hazırlanmıştı.
Üzerinde çalışıldı ve 24 saat sonra Malatya Belediyesi’nin yayımladığı ikinci açıklamada iptal kararının önümüzdeki yıllarda daha sağlıklı yapılmasını sağlamak emeliyle alındığı vurgulandı.” “Sadece belirli bir etraftan gelmiş olsa bile bu tenkitlerin iptal kararında hiç mi tesiri yok” sorusuna ise Nalçacı “Bu da bardağı taşıran damla oldu diyelim. Bu reaksiyonların olsa olsa yüzde 3-5 oranında tesiri olmuştur” diye netlik getiriyor.
PROBLEM TİCARİ Mİ?
Üstün Haber’den gazeteci Cengiz Er’in (Erdoğan’ın teyzesinin oğlu), Twitter’da paylaştığı şu söz ise değerli: “Ak Partili belediyelerin yaptığı sinema şenliklerinde neden daima Elif Dağdeviren var?” Kastedilen TÜRSAK Vakfı ve Lideri Elif Dağdeviren. Yıllardır şenlik tertibi yapan, bunların içinde AKP’li belediyeler de olan Dağdeviren, bu nedenle “Bizim mahallenin işleri neden bize değil de öteki mahalleden olanlara veriliyor?” kıskançlığı yaratıyor olmasın?
CİNSİYETSİZ ÖDÜL
İslamcı etraflarda koparılan yaygara ise mükafatın “cinsiyetsiz olması” etrafında ağırlaşıyor. Ne demek “cinsiyetsiz ödül”? Bu yıl dünyada gelişen, Avrupa’daki şenliklerde gündeme gelip uygulanan “pozitif de olsa bayan erkek ayırımı yapmak, erkek cinsiyetçiliğini savunanların işine geliyor. O vakit bu ayırımı kaldıralım, cinsiyetsiz ödül verelim” mantığı.
Fakat bizim İslamcı çevreler burada derhal bir eşcinsellik kokusu alıyor ve oradan yürüyor! En iyi bayan oyuncu, en iyi erkek oyuncu yerine “En Uygun Oyuncu” mükafatı verilmesinden nasıl eşcinsellik sonucunu çıkarıp oradan jenerasyonun geleceğinin tehlikeye düştüğünü anlıyorlar onu da anlamak güç lakin bu etrafları iyi okuyanlar şu açıklamayı getiriyor: “Tam da buradan tartışmayı İstanbul Sözleşmesi’ne getirmeye çalışıyorlar. Amaç, iktisat tartışılmasın da İstanbul Mukavelesi ve eşcinsellik tehlikesi tartışılsın!”
BELEDİYENİN AÇIKLAMASI
Malatya Belediyesi’nin ikinci açıklamasında eşcinsellik ve sorgulama tehdidi yok: “Bazı yayın organlarında ve toplumsal medyada yer alan haberler ve bundan kaynaklı olumsuz tartışmaların önüne geçmek, yeni spekülasyonlara yol açmamak, şenliğin önümüzdeki yıllarda daha sağlıklı bir halde yapılabilmesini sağlamak emeliyle pandemi sürecinin ihtiyaçları de dikkate alınarak Malatya Milletlerarası Sinema Şenliği, tertip paydaşlarının ortak kararıyla iptal edilmiştir.” TÜRSAK Vakfı, Belediye’nin kontratlı çalışanı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise yalnızca “katkı sağlayan”. Yani tertibin ortak paydaşları değiller. TÜRSAK Vakfı’ın iptal kararı yayımlanmadan evvel yalnızca haberi olmuş, açıklamalarını daha sonra yapacaklar.
Kültür ve sanat dünyasına her türlü sansür içerikli müdahalelere karşıyım, ayrıyeten Malatya Sinema Festivali’nin birinci yılını da izleyip keyifli ayrılmış bir gazeteci olarak, gönlüm elbette şenliğin çatlak seslere pabuç bırakmadan, fakat pandemi şartlarında yarım yamalak bir şenlik olmasındansa sıhhatimize kavuştuğumuz şartlarda sesini daha gür duyurmasından yana. Bence olumlu ayırımcılık, bizim üzere ülkelerde şimdi gerekli, bu “cinsiyetsiz ödül” fikri de hele Malatya için biraz erken olmuş ve baltalamak isteyenlere fırsat vermiş.
Cumhuriyet
