Yunus Nadi Ödülleri’nde Hikaye kısmında 143, Roman kolunda 99, Şiir kolunda 112, Toplumsal Bilimler Araştırması kısmında 23, Karikatür kısmında 67, Fotoğraf kolunda 21 olmak üzere toplam 465 yapıt değerlendirildi. 6 kolda 8 isime ödül verildi.
ROMAN ÖMER F. OYAL
Daima manalı kitaplar
Roman kısmında mükafatın “Gemide Yer Yok” (Yapı Kredi Yayınları) isimli kitabı ile Ömer F. Oyal’a verilmesine karar verildi. Oyal, mükafatını Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Direktörü Aykut Küçükkaya’nın elinden aldı. Oyal, “Yunus Nadi Mükafatları benim daima takip ettiğim bir ödül serisi. Her verilen ödülde de aslında manalı buluyorum okuduğum kitapları. O yüzden bu mükafatı kazanmak benim için çok onur verici oldu. Bir de bu kitabımla almak benim için çok onur verici oldu. Herhalde, edebi manada en çok beğendiğim kitabım bu. Hem sade hem ağır olduğu için, bir ortada güç bir kitap. O yüzden ‘Gemide Yer Yok’ ile almak benim için çok gurur verici oldu” dedi.
FOTOĞRAF ZEHRA ÇÖPLÜ
Bayanların başarısı…
Fotoğraf kolundaki mükafatın sahibi Zehra Çöplü oldu. Çöplü’ye mükafatını Cumhuriyet Vakfı İdare Şurası Üyesi Turan Karakaş verdi. Çöplü, “6 kolda verilen 8 mükafatın yarısının bayanlara verilmesi beni memnun etti. Bayana yönelik fiziksel-psikolojik-cinsel şiddet, bayan cinayetleri, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili olaylarla üzücü bir halde yüzleşiyoruz… Bu olumsuz süreci yaşarken, bayanın muvaffakiyetinin takdir edildiği, ödüllendirildiği, ortaya koyduğu yapıtının bedelli bulunduğu bu platformdaki 4 bayandan birisi olmak gurur verici… Bu kıymetli mükafatı, Türkiye’nin birinci bayan fotoğrafçıları Naciye Suman, Semiha Es, Maryam Şahinyan, Yıldız Moran ve daha birçok pahalı bayanı hürmetle anarak alıyorum.”
ŞİİR GONCA ÖZMEN
İnsan yoldaş bir cins…
Yunus Nadi Ödülleri’nde “Şiir” kolunda mükafatı “Bile İsteye” (Kırmızı Kedi) isimli yapıtı ile Gonca Özmen kazandı. Mükafatını Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri Işık Kansu’nun elinden alan Özmen, “Evrensel ve toplumsal bir büyük travmayı deneyimlediğimiz, basından televizyona muhalif medyanın, aydınların, akademisyenlerin, sanatkarların, hak savunucularının susturulmaya çalışıldığı bir karanlık, bir virüslü devirde, 75 yıldır inat ve kararlılıkla sürdürülen, bilimden sanata ve şiire farklı disiplinleri kapsayan bu pahalı mükafatın bana verilmesi gönendirici. Yunus Nadi Ödülleri’ni, şiirin sesinin daha geniş bir kitleye duyurulmasındaki tesiri açısından da önemsiyorum. Gitgide yalnızlaşan, bencilleşen, tabiattan kopan, duyarsızlaşan, acımasızlaşan beşerlerle dolu bu kör, bu sağır dünyada şiir, ömrü ve insanı savunmanın biricik yolu. Şiddetli bir lisan uğraşı olan şiir, bir itiraz, bir diklenme biçimi. Her türlü baskıya, otoriteye başkaldırı şiir – beşere direnç, beşere umut veren. İnsanı biçimleyen, insanı güzelleyen, beşere bir öteki göz ekleyen bir imkan. Beşere yoldaş bir tıp. O nedenle okuyarak, yazarak ve paylaşarak bir hoş yarın düşünü birlikte büyütmekten memnunum. Bu mükafatı, ‘Bile İsteye’ için kelam düşüren, onu okuyup çoğaltan, onu büyüten, paylaşan, kendinin kılan değerli okurlarıyla paylaşmaktan sevinç duyuyorum. Daha da çoğaldığımı hissediyorum” dedi.
TOPLUMSAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI ŞADUMAN HALICI
Kalemini namus olarak görenlere…
Toplumsal Bilimler Araştırması kolunda mükafatın sahibi ise “Yüzellilik Gazeteciler” isimli araştırma belgesiyle Prof. Dr. Şaduman Halıcı oldu. Halıcı’ya mükafatını Cumhuriyet Vakfı Lideri Alev Coşkun verdi. Alev Coşkun mükafatı sunarken, “Yunus Nadi Ödülleri’nin 75. yıldönümü. Bu yıl da ‘Sosyal Bilimler Araştırması’ mükafatını vermekten büyük memnunluk duyuyoruz” diye konuştu. Şaduman Halıcı ise ödül konuşmasında şu tabirleri kullandı: “Bu araştırmamda birçok gazeteciyle kâğıtlar üzerinden tanışma fırsatı buldum. Onlar içerisinde kalemini vatanı, milleti için kullannan da vardı; bunlardan biri Yunus Nadi’ydi. Kimileri da emperyalistler için oynattı. Ben emperyalistler için kalemini oynatanları yazmayı tercih ettim. Zira onları tanırsak geleceğimizin karanlığını aydınlatabileceğimizi düşündüm. Yunus Nadi’nin gazetesinden bu türlü bir mükafatı almak da benim için büyük bir onur oldu. Kalemini namusu olarak gören bütün fikir işçilerine sonsuz hürmet duyuyorum.”
ŞİİR MEHTAP MERAL
Hayatımızda yeşerecek
Şiir kategorisinde “İncirin İçindeki Arı” (Mona Kitap) yapıtı ile ödül kazanan Mehtap Meral’e mükafatını gazetemiz Kültür Servisi Şefi Yazgülü Aldoğan verdi. Tıpkı vakitte müzisyen de olan şair Meral, mükafatın akabinde “Türkiye’nin en esaslı ödüllerinden birini almış olmanın memnunluğu içindeyim. Cumhuriyet gazetesine ve bu ödül de katkısı bulunan herkese teşekkür ederek başlamak isterim sözlerime. Şiirin hayatımızın bu kadar dışına itildiği bir devirde bu türlü değerli bir mükafatın ‘İncirin İçindeki Arı’yı daha çok beşere ulaştıracağına inanıyorum. Pandemiden ötürü maalesef gerçekleşemeyen ödül merasimi yapılmış olsaydı şu cümleleri söylemek isterdim: Bu mükafatı ince şeyleri anlayacak vakti olanlar, kırılsa da suçsuzluğuna dokundurmayanlar, dünyanın bütün kırılganları, ötekileri, uyumsuzları ismine alıyorum. Şiir bir çiçekle konuşabilenlerin duyarlığıyla hayatımızda yeşerecek” diye konuştu.
HİKAYE KADRİ ÖZTOPÇU
Değerli eserler bıraktı
Hikaye kısmında mükafatı “Kimsenin Bilmediği İnsanlar” (Can Yayınları) isimli kitabıyla Kadri Öztopçu kazandı. 1 Mart’ta hayatını yitiren Öztopçu’nun ismine mükafatı eşi Perran Öztopçu, Cumhuriyet Vakfı Genel Saymanı Hüseyin Yıldız’ın elinden aldı. Perran Öztopçu, “Kadri’nin bu mükafatı almasını çok isterdik. Kadri, çok az konuşan bir insandı. Kısa ve öz yazmayı seven bir insandı. Edebiyat dünyasına değerli eserler bıraktığına inanıyorum. Çok duygusal bir günümdeyim. Hem memnun hem üzgünüm” diye konuştu.
HİKAYE MURAT ÇELİK
Enkazdan mükafata…
Hikaye mükafatını Konuta Dönmeyen Hayvan” (Everest Yayınları) isimli kitabıyla kazanan Murat Çelik’e mükafatını Işık Kansu verdi. Çelik, ödül konuşmasında, “Bu mükafatı Kadri Öztopçu’yla birlikte almayı isterdim” diyerek şöyle devam etti: “Çok memnunum. Takdir edilmek çok hoş bir his. Heyete teşekkür ediyorum, yayınevime hem emekleri hem de bu kitabı basma yüreği gösterdikleri için teşekkür ediyorum. Aslında bugün (dün) değişik bir tarih: 12 Kasım. Düzce Depremi’nde enkazdaydık. 21 yıl sonra bugün bu tarihte ödül alıyorum.”
KARİKATÜR LİDER ÖNERBAY
Toplumun ortak yarası
Karikatür kısmındaki ödül Başkan Önerbay’ın yapıtına verildi. Önerbay mükafatını Şükran Soner’in elinden aldı. Önerbay ödül konuşmasında, “Yunus Nadi Mükafatları, Türkiye’nin en itibarlı ödüllerinden biri. Bu mükafatın tek bir kazananı var. Birincisi ya da üçüncüsü yok. Bu beni daha da keyifli ediyor. İtibarlı bir mükafata sahip oldum. Bu sayede karikatür ismine da bir şeyler yaptığımı düşünüyorum. Karikatürün konusu “Kadın” idi. Yalnızca bizim toplumumuzun değil, tüm toplumların ortak yarası bayana şiddet. O kanayan yaraya parmak basmak istedim. Tercüman olmak istedim. Elimden geleni yapmaya çalıştım” dedi.
Cumhuriyet
